Genellikle Alman sinemasının First Lady'si olarak adlandırılan Ruth Leuwerik, 1950'lerde savaş sonrası dönemin önde gelen erkek yıldızlarıyla beyazperdede ortaklık kurduğunda popülaritesinin zirvesindeydi: Dieter Borsche, Hannes Messemer, Curd Jürgens ve O.W. Fischer. Wolfgang Liebeneiner, Robert Siodmak ya da Helmut Käutner gibi usta sinemacılar tarafından yönetilen kaliteli yapımlarda göz alıcı genç kızlar ve özgürleşmiş, dirençli kadın kahramanlar arasında gidip gelerek kendini kanıtladı.Genç Ruth oyunculuğa ilk kez on yaşındayken Greta Garbo'nun oynadığı bir filmi izledikten sonra ilgi duymaya başladı. Bir tüccar olan Julius Martin Leeuwerik, Berlin'in önde gelen oyunculuk akademisi tarafından ilk başta reddedildikten sonra kızına özel oyunculuk eğitimi aldıracak kadar zengindi. Yılmayan Leuwerik, 1943 yılında tiyatroya ilk adımını attı. Ancak savaş, daha sonraki kariyer beklentileri için kesinlikle sınırlayıcı oldu. 1947 ve 1949 yılları arasında Bremen ve Lübeck'te düzenli tiyatro çalışmaları yapabildi. Ertesi yıl, tatil komedisi Dreizehn unter einem Hut (1950) ile sinema izleyicilerinin dikkatini çekti. Başarı neredeyse anında geldi ve sahnedeki çalışmaları bundan böyle selüloit mecrasına göre ikinci planda kaldı. 1950 ile 1963 yılları arasında Ruth Leuwerik, neredeyse hepsi gişe rekoru kıran 28 filmde rol aldı. Bunlar Die große Versuchung (1952) ve Düşman sevgili (1955) gibi gıcırtılı melodramlardan Rosen im Herbst (1955) (Theodor Fontane'nin romanından uyarlanan Effie Briest rolüyle) ve Ludwig II: Glanz und Ende eines Königs (1955) (Avusturya İmparatoriçesi Elisabeth rolüyle) gibi prestij filmlerine kadar uzanıyordu. Çeşitli rolleri yalnızca dönemin standart Mittel-Avrupa aristokrat kahramanlarını değil, aynı zamanda dayanıklı burjuva annelerini, koşulların kurbanlarını ve kendini işine adamış profesyonel kadınları da kapsıyordu. Die Trapp-Familie'de (1956) Maria von Trapp'ı canlandırdı - Julie Andrews'lu müzikal versiyonu tasarlanmadan çok önce - ve Dorothea Angermann'ın (1959) başrolünde kocasını öldürmekle yargılanan bir rahibin kızı rolünde ciddi bir dramatik oyuncu olarak yeteneklerini sergiledi. Bir diğer dokunaklı ve sempatik performansı ise savaş sonrası dramı Taiga'da (1958) Sibirya'daki bir toplama kampında 300 Alman savaş esiriyle ilgilenen doktor Hanna Dietrich'i canlandırmasıydı. Bu özel performansı ona San Francisco Film Festivali'nde Altın Kapı Ödülü'nü kazandırdı. Muhtemelen kariyerinin doruk noktası, trajik aktris Renate Müller'in biyografisi olan Liebling der Götter (1960) oldu. Sinema ve televizyon dergisi Bravo tarafından Almanya'nın en popüler oyuncusu seçilen Leuwerik, 1953, 1960, 1961 ve 1962 yıllarında dört prestijli Bambi Ödülü'nü de aldı. Leuwerik 1960 yılında Londra'da Kraliyet Gösterisi'ne katılan ilk Alman oyuncu oldu. 1964'ten itibaren - Hollywood'dan gelen bir teklifi reddettikten sonra - Leuwerik kamusal hayattan çekilmeye ve televizyonda ara sıra konuk olarak görünmeye başladı. Diğer ekran divalarının aksine, özel hayatı skandal ve tartışmalardan oldukça uzaktı. İkinci kocası ünlü Alman opera sanatçısı Dietrich Fischer-Dieskau idi. Ruth Leuwerik Ocak 2016'da 91 yaşında Münih'te öldü.