Fotoğrafçı Erin ve Patrick, küçük oğulları Lukas'la birlikte gemiye getirildiklerinde, ailelerini geminin karanlık geçmişiyle buluşturan bir dizi olayı başlatırlar. Etrafında dehşet yayıldıkça, bu görkemli okyanus gemisinin göründüğünden çok daha fazlası olduğunu fark etmeye başlarlar.

Queen Mary'nin Laneti

Madras'da fakir bir ailenin çocuğu olarak doğup büyümüş, iyi bir eğitim almamış Srinivasa Ramanujan, matematiğe büyük bir ilgi duymaktadır ve çalışmalarını Cambridge Üniversitesi'ne gönderir. Bu çalışmalardan çok etkilenen G.H. Hardy genç dahiyi üniversiteye davet eder. Tüm hayatını geçirdiği ülkeyi ve sevdiği kadını geride bırakarak İngiltere'ye gelen Ramanujan, hem hiç alışık olmadığı akademik dünyaya alışmaya, hem de 1. Dünya Savaşı'nı tüm ağırlığıyla hisseden ülkede yabancı düşmanlığıyla mücadele etmeye çalışacaktır.