Bay Gondo ulusal ayakkabıcılık şirketinde payı olan bir iş adamıdır. Bir gün şirketteki payını arttırıp şirketteki en büyük söz sahibi olmak için alnının teriyle biriktirdiği her şeyi şirket hisseleri için yatırır ve evini ipotek ettirir. Aynı dönemde çocuğu kaçırılır fakat çocuk bay Gondo nun değil onun hizmetinde çalışan başka bir şahsa aittir. Çocuğu kaçıran kişi ise bu yanlışı fark eder ve daha önce istediği fidyeyi yine bay Gondo dan ister. Bay Gondo parayı verip vermemesi konusunda teredütte kalır.

Yüksek ve Alçak

250 yıllık bir lanet ve nehirde saklı duran hayaletler artık su yüzüne çıkıyor. Bundan tam 250 yıl önce Shinzaemon adlı zalim bir samuray tefecilik yapan Soetsu'yu öldürür ve cesedini nehire atar. Ancak bu nehirle ilgili bir efsane vardır. Nehirde batan ceset, su yüzüne bir daha asla çıkamayacaktır. Aradan 20 yıl geçer ve Shinzaemon'un oğlu bir tesadüf sonucu karşılaştığı Soetsu'nun kızına aşık olur. Ancak önce kendilerini bekleyen lanet ve nehirin sakladığı hayaletlerle yüzleşmek zorunda kalacaktır * Klasik 12 Japon hayalet hikayesinin toplandığı kitabın adıdır Kwaidan. Usta yönetmen Kobayashi bu hikayeleri inanılmaz yorumlamıştır. Film değil sanki herbiri üzerinden yıllarca çalışılmış paha biçilmez resimlerdir.

Hayalet Öyküleri

Hiroşima ve Nagazaki'ye atom bombalarının atılmasının ardından Japon ordusu ve hükümeti, Müttefiklerin kayıtsız şartsız teslim olma talebi üzerine çatışmaya girer. Ordu Bakanı Anami, her Japon vatandaşının ölümü pahasına da olsa savaşmaya devam etmeyi öneren subaylara liderlik eder. Ancak İmparator Hirohito, akla hayale gelmeyecek bir şeyi, Japonya'nın barışçıl bir şekilde teslim olmasını istemek için bakanlarıyla birleşir. Ordu, İmparator'un sivil hükümetini devirmek için bir darbe planladığında, Anami arzuları ile İmparator'a sadakati arasında bir seçim yapmak zorunda kalır.

Japan's Longest Day

Amerikalılar, Japon anakarasının hemen güneyindeki bir ada olan Okinawa'ya hızla yaklaşmaktadır. İmparatorluk komutası, ne pahasına olursa olsun adayı savunmaları için üst düzey generalleri ve birkaç ordu tümenini gönderir. Hayati kaynaklar ve birlikler diğer adalara yönlendirildiği için görev hızla yozlaşır. Sivillerin tahliyesinin trajediyle sonuçlanmasının ardından savaşçı olmayanların çoğu adada kalmaya zorlanır. Birçoğu asker statüsüne geçer. Tokyo, savunmacılara hiç gelmeyen uçaklar için bir uçak pisti inşa etmelerini emrettiğinde olduğu gibi, zaman ve kaynakları boşa harcayan karışık mesajlar gönderir. Gerçek çok geçmeden ortaya çıkar: Yüksek komuta kademesi adanın elde tutulamayacağına karar verir ve Okinawalı savunucuları fiilen terk eder. Amerikalılar karaya çıktığında birçok asker yanlış yerlere konuşlandırılır. Katliam arttıkça, intihara meyilli bir tutum hakim olur. Okinawa, sivil gönüllüler ve savaşçı olmayanlar için de bir ölüm tuzağına dönüşür.