İngiliz sinemasının harika çocuğu Ben Wheatley'nin yeni filmi Gökdelen, kült yazar J.G. Ballard'ın aynı adlı romanından uyarlama. Film, Hikâyenin geçtiği 70'lerin distopya havasını yansıtan bir bilimkurgu. Dış dünyadan izole, sakinlerinin tüm ihtiyaçlarını dışarı çıkmadan giderebilecekleri bir sisteme sahip, upuzun gökdelenlerden oluşan dev bir site dışarıdan nasıl görünür? Gazete ve televizyonlardaki lüks site reklamları gibi mi? Güvenli? Sıcak? Zengin? Huzurlu? Hikâye tam da böyle bir dünyada başlıyor. Gökdelen sakinlerinin kalplerine yayılan küçük nefret tohumları, "üst, orta ve alt kattakiler" arasında giderek vahşileşen akıl almaz derecede şiddetli bir savaşa dönüşüyor * Film, Ballard'ın uyarlanması zor dünyasını yansıtma başarısıyla övgü topladı.

Gökdelen

Dünyanın sonu geldi çattı! Tüm dünyanın sular altında kalmasına çok kısa bir süre kaldı! Neyse ki sakat kafadarlarımız Dave ve biricik oğlu Finny için hala bir şans daha var! Nestrian neslinin sürdürülebilmesi de; bu çetin mücadeleden alnının akıyla çıkmayı başarabilmek için kanat çırpan baba ve oğlun elinde gibi görünüyor!  Animasyon soslu bir Nuh'un Gemisi parodisi olan film; dünyanın sular altına kalmasının ardından soyunu sürdürebilmek için mücadele eden sevimli dostlarımızın macerasını beyazperdeye taşıyor. Yönetmenliğini yine ağırlıklı olarak animasyon piyasasına yönelik işleriyle tanınan Toby Genkel ve Sean McCormak ikilisinin üstlendiği Lüksemburg ve Almanya ortak yapımı olan film; dostluk, dirayet ve fedakârlık duygularını ön plana alan ve öncelikli olarak çocuk izleyicileri cezbedecek gibi görünen eğlenceli bir animasyon güzellemesi!

Kahraman Miçolar

Joan ve Tom uzun yıllardır evlidir. İlişkilerinde ancak bir ömrü beraber geçiren çiftlerin sahip olabileceği bir rahatlık vardır. Şefkat ve mizahla gösterilen derin bir sevgiyle bağlı olmanın getirdiği bir rahatlık. Ancak Joan’a meme kanseri teşhisi koyulunca takip eden tedavi süreci çiftin ilişkisine yeni bir boyut kazandırır ve Joan’a bir şey olursa ne olacağı sorusuyla yüzleşmek zorunda bırakır.

Ordinary Love

Hans Christian Andersen’ın dillere destan masalı Çirkin Ördek Yavrusu’nun farklı bir uyarlaması olan bu eğlenceli ve şirin mi şirin hikaye, Çirkin Ördek Yavrusu ve annesi Ratso’yu anlatıyor. Üstüne üstlük “Ratso” bir baba olması gerekirken Çirkin Ördek Yavrusu için ‘anne’ rolünü kabul ediyor. Dürüst olmak gerekirse “Ratso”, Çirkin Ördek’in ne annesi ne de babası olabilecek nitelikte; çünkü “Ratso”, bir fare.Zavallı farecik Ratso’nun tek günahı Çirkin Ördek yumurtadan çıkarken onun yanında olması ve bir anda kendini ona bakmak için sorumlu hissetmesi. Ratso, kendi oğluna annelik yapamazken Çirkin Ördek’e nasıl babalık yapabilir ki? Biliyoruz, kafanız karıştı, tıpkı Ratso gibi...Hınzır şehir fareleri çetesinden kaçıp bir dolu kümes hayvanı ile bir çiftlikte barınmaya çalışmak nasıl hissettirir acaba? Özellikle de, emirleri kukladan alan bir kedi ile aynı çatıda yaşarken...Hayat kolay değil. Daha önce ördek yavrusu büyütmeye çalışmış herkes bunu söyleyebilir.