Bir savunma avukatı, tatil yapan bir aileyi öldürmekle suçlanan müvekkilinin göründüğünden daha fazlası olabileceğinden şüphelenmeye başlar.

Macaristan'ın lideri ve bir Alman müttefiki olan Naip Horthy'nin Hitler'le olan iyi ilişkileri savaşın sona ermesiyle değişir. Macaristan'ın gücünü devretmeye ya da oğlunun idamına tanık olmaya zorlanan Naip Horthy, ülkesinin kontrolünü, Macarları hızla gettolara ve ölüm kamplarına taşıyan Nazilere bırakır ve görünürde hiçbir umut yoktur. Ancak Elek adında genç bir adam ortaya çıktığında umutsuzluk değişir. Tehcir sırasında ailesinden ayrı düşen Elek, sevdiği kadının da yardımıyla onlardan biri haline gelerek düşmana meydan okur. Zamana karşı bir yarış içinde, bir Nazi Subayı kılığına girerek ailesini ve binlerce vatandaşını kurtarmak için bir göreve çıkar.

Walking with the Enemy

Şehrin ışıklarının altında karanlık bir dünya hüküm sürmektedir. İlk defa Paris’e giden genç bir kadın Yeraltı Mezarlığı’nda verilen bir partiye katılır. Burası şehrin altında, yedi milyon insanı barındıran ve labirent biçimli tünellerden oluşan bir yerdir. Bir ara arkadaşlarından ayrılmak zorunda kalan genç kadın çok geçmeden birisi ya da bir şey tarafından izlendiğini fark eder.

Yeraltı Mezarlığı

45 yaşında, zengin ve bekar olan Radu, işini güçlü, tereddütsüz bir elle ve vicdan azabı duymadan yönetmektedir. Rakipleri borsada ona karşı atağa geçmiştir ve bu durum Radu'nun çocukluğunda oynadığı risk alma, çaba ve beceri gerektiren bira şişesi kapağı oyununu hatırlamasına neden olur. Geçirdiği kalp krizi ve kalp nakline ihtiyacı olabileceği haberi, Radu'yu Tuna nehrinin denizle buluştuğu, basit insanların ve eski geleneklerin olduğu uzak bir yere gitmeye karar verir.

Caps

Bir araba kazasından sonra mahsur kalan bir tıp fakültesi öğrencisi ve arkadaşları sığınacak bir yer bulmaya çalışırlar - ancak yolları dengesiz bir katille kesişir.