1700′lerin Romanya’sındayız. Bir yarı-vampir yani dhampir olan Rayne gerçek kökenlerinden habersiz, bir sirkle birlikte yaşamaktadır. Genç kız sirkin iri yarı kabadayısına karşı kendini savunmak istediğinde insan kanının tadına bakar ve kendisiyle ilgili gerçekleri yavaş yavaş anlamaya başlar.İnsanları koruyan, sadece vampirlerin kanını içerek beslenen Bloodrayne isimli ikinci kişiliğine dönüşmeye başlar. Sebastian ve Vladimir isimli iki vampir avcısı onunla karşılaştıklarında, annesine tecavüz edip öldürmüş olan Kagan’ı yani öz babasını bulup yoketmeye ikna olur. Elbette bu görev o kadar kolay olmayacaktır, zira Kagan, tüm vampirlerin kralı ve en güçlü olanıdır.Nazilerin kanını içen seksi bir kızın hikayesinin anlatıldığı aynı isimli bir video oyunundan uyarlanan Bloodrayne, bu kez karakterin orijinine götürüyor hayranlarını.

BloodRayne

Bir felaketi önlemeye çalışırken maruz kaldığı ölümcül doz radyasyondan etkilenen Timofrey, yetkililer tarafından maruz kaldığı radyasyon ve durumu hakkında yeterince bilgilendirilmez ve aslında sadece birkaç günlük ömrü kaldığınını sonradan öğrenir. Karısı (Radha Mitchell, Finding Neverland) ve çocuğunun geleceğini garanti altına alma konusunda çaresizdir. Timofrey çareyi küçük bir miktar Pu-239 çalmakta bulur.

Pu-239

Tüm dünyada terör hüküm sürmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'yle çatışma halinde olan Mohammed Jamar isimli terörist, en tehlikeli olanlardan biridir. Aylardır kayıp olan Jamar'm ekibi eylemlerine devam etmektedir. Başkan, Jamar'ın canlı olarak ele geçirilmesini ister. Çünkü öldürülürse bir kahramana dönüşeceğini düşünmektedir.