Film, yüzyılın başında New York'ta yaşayan orta halli bir aile ile inatla adaleti ararken bu ailenin yaşamına giren siyah şarkıcı kadının öyküsünü konu alıyor...

Ragtime

Saf Michael Jordon, gizemli bir paket taşıyan bir kızla birlikte taksiye bindiğinde devlet sırlarıyla dolu bir ağın içine çekilir. Kız daha sonra öldürülünce, Michael baş şüpheli haline gelir ve kaçmaya başlar.

Kördüğüm

Saygın liberal Senatör Joe Tynan'dan bir Yüksek Mahkeme atamasına karşı muhalefete liderlik etmesi istenir. Bu, eski bir dostunu kaybetmek ve gerekli anlaşmaları yapmak için ilkelerini çiğnemek ve zaten yarı zamanlı olan aile hayatını daha da zorlamak anlamına gelmektedir. Ama kariyerine büyük bir ivme kazandırabilir, bu yüzden kabul eder. Davayı hazırlamasına yardım eden güneyli araştırmacı Karen Traynor ile gelişen ilişkileri hayatını daha da karmaşıklaştırır ve tehlikeye atar.

The Seduction of Joe Tynan

Atlantic City kumarhanelerinin baş döndürücü dünyasında geçen bu akıllara durgunluk veren, rol değiştiren komedi cinayet gizeminde "sihrin kötü çocukları" sınırı aşıyor. Penn bir televizyon röportajında eğlenceli bir eşek şakası fikrinden bahsediyor: "Keşke biri beni öldürmeye çalışsaydı. Bu hayatıma odaklanmamı sağlardı, heyecan verirdi. James Bond gibi olurdum." Yirmi milyon insan onu dinler. Biri asla unutamayacağı bir espri yapmaya karar verir. Sapık'ın komedi olduğunu düşünenler tarafından yapılan Penn & Teller Öldürüldü'de (filmi de onlar yazdı) Caitlin Clarke femme fatale, David Patrick Kelly ise yeni bir misyonu olan Edgar Allan Poe-vari bir kaçık rolünde. Bonnie and Clyde, Alice's Restaurant ve Little Big Man gibi hip başyapıtlarıyla tanınan Arthur Penn, inişli çıkışlı bir tempo ve yıkıcı bir zekayla yönetiyor.