Fransa, 1870'ler. Rosalie diğerlerine hiç benzemeyen genç bir kadındır. Bir sır saklamaktadır: yüzü ve vücudu kıllarla kaplı olarak doğmuştur. Hayatı boyunca güvende kalmak için bu özelliğini gizlemiş, uyum sağlamak için tıraş olmuştur. Ta ki sırrından habersiz, borçlu bir bar sahibi olan Abel, Rosalie ile çeyizi için evlenene kadar. Abel gerçeği öğrendiğinde Rosalie'yi sevebilecek ve onu olduğu gibi görebilecek midir?

Rosalie

Anne hayatında bir dönüm noktasındadır. Uzun süredir başarılı, azimli ama dikkatsiz bir film yapımcısıyla evli olan Anne, beklenmedik bir şekilde kendini kocasının iş ortağı Jacques ile Cannes'dan Paris'e bir araba yolculuğuna çıkarken bulur. Yedi saatlik bir yolculuk olması gereken bu yolculuk, Anne'in duyularını yeniden uyandıran ve ona yeni bir yaşam arzusu veren pitoresk manzaralar, güzel yemek ve şarap, mizah, bilgelik ve romantizmle dolu iki günlük kaygısız bir maceraya dönüşür.

Paris Bekleyebilir

1947. Bir otelin restoranında garsonluk yapan, küçük bir çocuk annesi Madeleine, bir plajda zengin ve kültürlü bir öğrenci olan François ile tanışır. Onları birbirlerine doğru iten çekim gücü, her birinin taşıdığı gizemle orantılıdır. Madeleine'in bu genç adamı takip ederek neyi geride bırakmak istediğini biliyorsak, François'nın da Madeleine'in kaderini kendi kaderiyle karıştırarak umutsuzca kaçmaya çalıştığı şeyi zamanla keşfederiz.

Along Came Love

Yaz mevsimi, Dordogne'da bir yerlerde gençler kayboluyor. En çılgın söylentiler dolaşıyor, sinsice dolaşan bir kediden bahsediyoruz. Laura, bu gizemi aydınlatmaya çalışır ve kendisini korkuttuğu kadar çeken tuhaf bir yazar olan Paul ile tanışır. Onlar yakınlaştıkça, Laura tarafından reddedilen bir sevgili de ortadan kaybolur.