Şili’de yaşanan bir depremin ardından turistler deprem sırasında yakınlardaki bir hapishanenin yıkıldığını öğrenir. Hayatta kalan mahkumlar kaçmıştır. Kısa bir süre sonra korkunç bir şey öğrenirler: Tabiat Ana’dan daha korkunç tehditkar bir şey varsa o da yarattıklarıdır...

Artçı Şok

"Hayali benliğimden koptuktan sonra, umutsuzca bir yol ve hayata bir anlam arıyordum." Bu cümle Alejandro Jodorowsky'nin biyografik projesini mükemmel bir şekilde özetliyor: hayatının inanılmaz macerasını yeniden oluşturmak. Alejandro Jodorowsky 1929 yılında, bu filmin çekildiği Şili çölünün kıyısında bir sahil kasabası olan Tocopilla'da doğdu. Köklerinden koparılmış bir ailenin parçası olarak mutsuz ve yabancılaşmış bir çocukluk geçirdiği için gerçekliğin temellerini orada keşfetti.

The Dance of Reality

Alejandro Jodorowsky'nin 1940'lar ve 50'lerde, elektrikli başkent Santiago'da geçen genç yetişkinlik döneminin bir portresi. Orada şair olmaya karar verir ve kader onu dönemin en önde gelen bohem ve sanatsal çevresine sokar.