Max Paris'te yaşamaktadır. Bir gün şans eseri kafede en büyük aşkı Lisa'yı görür. Lisa ile tekrar görüşebilme saplantısı yüzünden o günlerde planladığı Tokyo gezisi ve hatta evlilik hazırlıkları hikaye olur çıkar. Lisa'nın yaşadığı yeri öğrenir, sinsi gibi apartmanda saklanmaya başlar.  Lisa'ya benzeyen başka bir kadın; Alice, Max'i görür ve cinsel ilşkiye girerler. Şu halde işler biraz karışır tabii. Bu da yetmezmiş gibi Alice, Max'in samimi arkadaşı Lucien'in kız arkadaşı çıkar, iyice alt üst olur ortalık.

Apartman

Ateşli bir manken olarak çalışan Lucie baskın, çoğu zaman kontrolcü, "A Tipi" bir kişilik sergilerken, tek yumurta ikizi Marie sürekli olarak geri planda, çekingen, lakonik ve mütevazı bir tavır sergiler. Lucie imrenilecek bir Fransız kayıt sözleşmesi aldığında, önünde önemli bir sorun durmaktadır: şarkı söyleyememek. Ancak Marie bir meleğin sesine sahiptir ve kız kardeşinin yerine geçmek için habersizce Paris'e uçar - ateşlediği tehlikeli ve hatta şiddetli sonuçların pek de farkında değildir.