Amerikalı Neil, Paris'te tanıştığı güzel ve hayat dolu Marina ile tutkulu bir aşk yaşamaya başlar. Marina, aşkı için yıllarca tek başına ayakta kalarak kurmaya çalıştığı hayatı geride bırakır ve Neil ile birlikte yeni bir hayat kurmak üzere Amerika'ya yerleşir. Fakat bir süre sonra Paris'teki büyük aşkları artık uzak bir anı gibi gözükmeye başlar. Bu sırada Neil, çocukluk aşkı olan Jane ile karşılaşır. Neil, bu ikilem arasında kaldıktan sonra bencilce Marina'yı yüz üstü bırakır. Aşk, bağlılık, ihanet, fedakarlık gibi kavramları yeniden sorgularken giderek yalnızlaşan Marina da inanç hakkında şüpheleri olan Rahip Quintana ile görüşerek hayatındaki soru işaretlerini çözmeye çalışacaktır. Hem Marina hem de Quintana zaman içerisinde aşkın ve sevginin ömrünü sorgulayacak ve sevginin başka bir formda var olup olamayacağını düşünecektir.

Aşkın İzleri

Mekko 19 yıl sonra hapisten çıkar. Evi ve ailesi olmadığı için Tulsa'ya doğru yola çıkar. Bir kuzeniyle bağlantı kurmaya çalışır ama kuzeni onu geri çevirir. Gidecek hiçbir yeri olmayan Mekko kendini sokaklarda uyurken bulur. Evsiz yerli topluluk tarafından kabul edilir. Zaman zaman neşeli olan bu toplulukta karanlık bir hava vardır. Bill adında bir adamla sorunlar yaşamaya başlar. Bill saf bir şeytandır. Bu adamın bir cadı olduğuna inanan Mekko, topluluğu bu 'cadıdan' kurtarmak için büyükannesinin eski öğretilerine başvurur. Bu bir kurtuluş ve umut hikâyesidir. Mekko evini ve geçmişini affetme gücünü aramaktadır.