Oliviero, büyük kır malikanesinde seks partileri düzenleyerek ve karısı Irina'yı aşağılayarak kendini eğlendiren sarhoş, tükenmiş bir yazardır. Birkaç kadın tüyler ürpertici bir şekilde öldürüldüğünde, Oliviero baş şüpheli haline gelir.

Heyecanlandır Beni

1930'ların sonunda Ferrara, İtalya'da Finzi-Contini'ler önde gelen bir ailedir: varlıklı, aristokrat ve kibar; aynı zamanda Yahudidirler. Yetişkin çocukları Micol ve Alberto, güzel bahçeli villalarında tenis ve partiler için çeşitli arkadaş çevrelerini bir araya getirir ve dünyanın geri kalanını uzak tutmaya çalışırlar. Ancak Faşist İtalya'da antisemitizm yükseldikçe aralarındaki gerilim de artar ve Finzi-Contini'ler bile Holokost'la yüzleşmek zorunda kalacaktır.

The Garden of the Finzi-Continis

Polis komiseri Santamaria, kimliği belirsiz mimar Bay Garrone'nin cinayetini araştırmaktadır. Soruşturma kısa sürede onu Torino'nun yüksek sosyetesinin içine sürükler. Santamaria, Anna Carla'dan şüphelenmekte ve aynı zamanda ona aşık olmaktadır. Lello, Anna Carla'nın eşcinsel arkadaşı Massimo'nun sevgilisidir. Gerçeği bulmak için başka bir yol izlemektedir ve elde ettiği sonuçlar Polisin kafasını karıştırmaktadır. Ama başka bir cinayet daha işlenir...

The Sunday Woman

Augusto Valle, fabrikasında çalışan Palmira ile evlenen başarılı bir genç sanayicidir ve bebeğin meşruiyeti belirsiz olmasına rağmen ikisinin bir çocuğu olur. Kocasının servetini kontrol etmek isteyen Palmira, Augusto'nun akıl hastanesine yatırılması için hem belediye başkanı hem de yargıçla ilişki kurar. Oradayken, kendisi gibi akıl hastanesine kapatılmış genç bir kadın olan Serafina Vitali'ye aşık olur.