Woody Allen’ın kendi çocukluğundan yola çıkarak çektiği bu filmi, radyonun altın çağı ışığında Yahudi bir aileyi, ikinci Dünya Savaşı korkusunu ve paralelde farklı farklı kişilerin aşk ve kariyer hayatlarını sunuyor bizlere.  Flashbacklerle ilerleyen film, Allen’ın dış sesiyle şarkılarla anıları ilişkilendirerek sürüyor. Allen 40’lara nostaljik bir bakış getirirken, dönemin popüler kültür aracı olan radyoyu çeşitli radyo hikayeleriyle anlatıyor.  Yönetmenin yarı-otobiyografik bu filminin en iyi senaryo ve sanat yönetimi dallarında da oscar adaylığı bulunmaktadır.

Radyo Günleri

Danny Rose adında talihsiz bir yetenek menajeri, bir müşterisine yardım ederken mafyanın da dahil olduğu bir aşk üçgeninin içine sürüklenir. Hikayesi, New York'taki Carnegie Deli'de öğle yemeği yiyen bir grup komedyen arasında paylaşılan bir anekdot olarak geriye dönüşlerle anlatılır. Rose'un tek kişilik yetenek ajansı, tek bacaklı bir step dansçısı da dahil olmak üzere sayısız beceriksiz şovmeni ve biraz yetenekli birini temsil etmektedir: kariyeri yeniden yükselişe geçen, yıkık dökük salon şarkıcısı Lou Canova.