The Shield'in sertliğini Six Feet Under'ın duygusal içgörüsüyle karıştırırsanız ne elde edersiniz? Ben. Merhaba, ben Editör/Yönetmen/Yazar Luke Brown. Keskin empati ve acımasız dürüstlüğü kullanarak, zorlu, olumsuz dünyalarda katmanlı karakterler ve hassas ilişkiler yaratıyorum.Muhtemelen korkularıyla yüzleşen, zorlukları yenen ve zafer anlarının tadını çıkaran karakterlerle ilgili birkaç hikaye görmüşsünüzdür. Kurtuluşa giden uzun yolun sonunda bir karakterin yüzündeki o bitkin gülümsemeyi fark ettiniz ve kendi mücadelenizi vermek için ilham aldınız. Yine de aynı gülümseme, oraya ulaşmak için harcanan bedeli maskeleyebilir. İşte bu noktada ben devreye giriyorum. Ben zaferin kendisinden çok, zaferin bedeliyle ilgileniyorum. Kendi hayatımdaki dönüm noktalarını düşündüğümde (Alpler'de yürüyüş / Büyük Set Resifi'nde tüplü dalış / Afrika'daki Büyük Göç'ü dolaşmak), en canlı anılarım başarıya değil yolculuğa dairdir. Dağın tepesinde durmak yerine, yukarı çıkarken ayaklarımın birbirinin önüne geçtiğini görüyorum. Neden mi? Çünkü zamanın harcandığı yer orasıydı. İnsanlık durumunun dayanıklılığına dair heyecan verici hikayeler bende yankı buluyor çünkü ben de kendiminkilerden bazılarını yazdım ve bir hikaye anlatıcısı olarak öğrendiğim dersleri kullanıyorum. Hayat tecrübelerim beni karakterinizin ilahi kusurunu tespit etmek, ona şiddetle meydan okumak, sevgiyle beslemek ve onu en büyük varlığına dönüştürmek konusunda eğitti Yaratıcı çağrım, başkalarına mücadeleyi sevmeleri ve kendi kişisel kahramanları olmaları için ilham vermektir. Bana göre kahramanlar süper değildir. Onlar biziz. Ve tıpkı bizim gibi, savunmasızlar. Her sahnede, her hikayede, duyguları bu savunmasızlığa doğru şekillendiriyorum. Acil olay örgüleriyle güçlü karakterler inşa ediyorum. Kaos içinde samimiyet yaratırım. Aksiyon dramanızda kalbin koruyucusuyum. Peki, kahramanınız kim ve onların hikayesini anlatmanıza nasıl yardımcı olabilirim?