1950 yılı, Londra: Vera Drake kocası Stan ve yetişkin çocukları Sid ve Ethel'le birlikte yaşamaktadır. Mütevazı, fakat birbirine bağlı, sıcak bir aile. Vera evlere temizliğe gidiyor, Stan kardeşinin garajında tamirci olarak çalışıyor. Sid terzide, Ethel bir fabrikada ampulleri test etme işinde. Fakat Vera'nın çevresinden gizlediği, sıradışı bir işi daha var: Ücretsiz olarak, istenmeyen hamileliklerini sonlandırma konusunda, genç kadınlara yardımcı oluyor. Bu genç kadınlardan biri, kürtaj sonrası acil olarak hastaneye kaldırılınca, polisin soruşturması Vera'da doğru dönüyor ve dünyası yıkılmaya başlıyor.

Hemşire

Canı sıkkın ve hüsrana uğramış Penny’nin, iş kaçkını bir taksi şöförü olan kocası Phil’e duyduğu aşk tükenmiştir. Phil yumuşak, filozof ruhlu bir adamdır, Penny ise bir süpermarkette kasiyer olarak çalışmaktadır. Kızları Rachel bir huzurevinde temizlik yapar, aşırı kilolu oğulları Rory ise işsiz ve saldırgandır. Phil ve Penny’nin hayatında neşe ve keyif kalmamıştır; ama beklenmedik bir trajedi gerçekleşince yakınlaşırlar, aşklarını yeniden keşfederler. Aynı Londra varoşunda yaşayan ve sorunlu ailenin hayatının bir parçası haline gelmiş komşuların çoğu, kendilerini onların duygusal yolculuğuna katılmış bulur.

Ya Hep Ya Hiç

20. yüzyılın başlarında New York'ta, yoksul bir sosyetik, arkadaşları tarafından ihanete uğrayıp yüksek sosyeteden sürgün edilirken umutsuzca uygun bir koca arar.

Keyif Evi

Londra Metrosu yolcularının gerçek deneyimlerine dayanan dokuz kısa öykü: "Mr. Cool" (Amy Jenkins, yön.); "Horny" (Stephen Hopkins); "Grasshopper" (Menhaj Huda); "My Father the Liar" (Bob Hoskins); "Bone" (Ewan McGregor); "Mouth" (Armando Iannucci); "A Bird in the Hand" (Jude Law); "Rosebud" (Gaby Dellal); "Steal Away" (Charles McDougall)