On altıncı yüzyılda, şair, oyun yazarı ve yarı zamanlı aktör Miguel de Cervantes, uşağıyla birlikte İspanyol Engizisyonu tarafından tutuklanır. Engizisyona hakaret içeren bir eğlence sunmakla suçlanmaktadırlar. Atıldıkları devasa zindanın içinde, diğer mahkûmlar Cervantes ve uşağının üzerine çullanır ve mallarını çalmak ya da yakmak amacıyla sahte bir duruşma başlatırlar. Cervantes, yanında taşıdığı bir el yazmasını çaresizce kurtarmak ister ve kostümler, makyaj ve diğer mahkûmların katılımıyla alışılmadık bir savunma sahneye koyar: Don Kişot'un hikâyesi.

Don kişot

Genç bir çevirmen olan Alice, yakın zamanda yaşadığı hafıza kaybının bulmacasını çözmeye çalışırken gerçek dünyanın yavaş yavaş tekrarlayan kâbuslarıyla birleştiğini fark eder.  Bir kartpostal onu, yerlilerin onu tanıyor gibi göründüğü Garma adasına götürür.  O, olduğunu düşündüğü kişi midir?  Ve Ay'da terk edilmiş bir astronotla ilgili rüyasının ne gibi bir önemi vardır?