Aşk, kaçırılan fırsatlar ve geçişken kimlikler, İranlı auteur Abbas Kiarostami'nin Cannes'da yarışan son yapıtının ana çatısını oluşturuyor. Toskana'da geçen bir aşk öyküsünü anlattığı Certified Copy / Aslı Gibidir'in ardından Kiarostami bu kez Japonya'da, insanı şaşırtan, tuhaf bir ilişki üçgenini gözlemliyor. Eskort kız Akiko ile emekli profesör Takaşi'nin ilk karşılaşmaları pek beklenildiği gibi sonuçlanmaz. Bu ilk buluşmanın arkasından işin içine bir de Akiko'nun maço erkek arkadaşı girince bu üçlünün üstlendikleri roller arzuları, talepleri, yakınlık ihtiyaçları doğrultusunda 24 saat boyunca değişip durur.

Sevmek Gibi

Yüksekokulda bir fotografçılık klubüne üye olan Tsukiko, daima ablası Tomie'den kendini aşağıda hisseder. Tomie, Tsukiko'nun gizlice aşık olduğu Toshio dahil, erkek öğrenciler arasında nefes kesici güzellikte ve popülerdir.  Birgün korkunç bir kaza sonucu kızkardeşinin önünde Tomie ölür. Tsukiko o geceden sonra geceleri kabus görmeye başlar. Bir yıl sonra Tsukiko ve ailesi, Tomie'nin 18.yaş gününde ölümünü anmak için bir doğum günü pastasının sessizce etrafında dururlar. Aniden kapılarında ürkütücü ses çalar. İnanılmaz bir durum bu Tomie dir. O geri dönmüştür. Anne ve babası gözyaşalrı içinde hoşgeldin derken, Tsukiko iç güdüsel olarak korku hissetmiştir. Sadece Tsukiko ile olduğu zaman Tomie yavaş yavaş gerçek yüzünü ortaya çıkarıyor. Şimdi Tsukiko kâbusu gerçeğe dönüşüyor ve korkunç günler başlar...