Saygın bir burjuva ev kadını ile iri siyah bir Alsas köpeğinin hassas ve erotik aşk hikâyesi.  1977 yılında çekilen film, hayvanlarla cinsel ilişkiyi İspanya'nın siyasi ortamının bir sembolü olarak kullanıyor. Atocha katliamına ve Francisco Franco'nun ölümünden sonra diktatörün siyasi ideallerini sürdürmeye çalışan siyasi sağ gruplara göndermeler yapar.

Yaratık

Que Dios Nos Perdone (May God Save Us/Tanrı Bizi Bağışlasın), Madrid’in tam “15-M Hareketi”ne sahne olduğu dönemde, şehir aynı zamanda bir seri katilin brutal eylemlerine de sahne olur. Söz konusu seri katil, yaşlı kadınlara tecavüz etmekte ve onları döverek öldürmektedir. Adli tıpta görev yapan kadın doktorun söylediğine göre bu yaşlı kadınlar “olağanüstü derecede büyük, dev bir penis ile” tecavüze uğramışlardır. Başlı başına ne büyük bir metafor!  Dava dedektif Luis Velarde (Antonio De La Torre) ve Javier Alfaro’ya (Roberto Álamo) verilmiştir. Katile ulaşamamanın stresiyle ezilen bu iki dedektif, bir yandan Madrid sokaklarında seri katil peşinde gezerken, bir yandan da kendi saldırgan doğalarını sergilemekten geri durmazlar. Dedektif Javier Alfaro’nun öfke kontrolü problemi vardır ve saldırgan tavırlarıyla dikkatleri çeker. Dedektif Luis Velarda ise, kadınlarla ilişki kurmakta pek başarılı biri değildir.

Tanrı Bizi Bağışlasın

Julia, 40 yaşlarındadır ve emlakçılık yapan bir adamın yanında ev satmaya çalışmaktadır. Satmaya çalıştığı apartmanlardan birinde ölü bir adam ve 300 milyon Peso bulmasının ardından, kendi patronunun çevresinde birlik olmuş, olağan dışı apartman sakinlerinin kızgınlığına karşı koymaktan başka çaresi kalmamıştır. Kara mizah şüpheyle başlayıp şiddete dönüşür.

Halkımız Avanta Peşinde

Terk edilmiş bir evde mahsur kalan isimsiz bir adam, umutsuzca oraya nasıl geldiğine dair ipuçları arar. Cevap, her biri zihnini bulandırmaya başlayan bir dizi rahatsız edici viral videoda gizlidir.

Creepypasta

Gofret fabrikası sahibi P. Tinto ve karısı Olivia, kendi çocuklarına sahip olmayı dünyadaki her şeyden çok istemektedir. Ancak yıllarca süren çabaları, ellerinde boş yatak odasında yaşayan bir çift dünya dışı cüceden başka bir şey bırakmamıştır. Evlat edinmeyi denemeye karar verdiklerinde, bir dizi yanlış rota ve tesadüfi karşılaşma, elinde evlat edinme belgeleriyle kapılarına gelen kaçak bir yetişkin akıl hastasıyla sonuçlanır. P. Tinto ve Olivia bunu sorgusuz sualsiz kabul eder ve onu oğulları olarak aralarına alırlar. Bu aile düzeni yürüyebilecek midir?