İşçi sınıfından Smith'ler, ailenin üç erkek çocuğunun siper savaşının acımasız gerçekliğine tanık olmalarının ardından, I. Dünya Savaşı'na dair başlangıçtaki güneşli görüşlerini değiştirirler.

Oh! Bu Ne Güzel Savaş!

Yıllarca bir adada tek başına mahsur kalan İngiliz Robinson Crusoe, Cuma adını verdiği siyah bir adalı dostunu bulunca çok sevinir. Ancak Crusoe kendi mirasının ve yetiştirilme tarzının zincirlerinden kurtulamaz ve Cuma'yı Crusoe'nun kültürel ve dini aydınlanmasına ihtiyaç duyan bir vahşiden başka bir şey olarak göremez. Cuma kendi daha cömert ve utanmaz kültürünü paylaşmaya çalışır, ama sonunda Crusoe'nun onu asla aşağı bir varlıktan başka bir şey olarak göremeyeceğini anlar. Bu farkındalıkla Cuma, Crusoe'ya karşı durumu tersine çevirmek için yola koyulur.