Leningrad, 1980’ler... Rock’n’roll ve blues müziğin yaygınlaşması, Perestroyka’nın yaklaştığını müjdeliyor; Lou Reed, Led Zeppelin ve David Bowie’nin kaçak plakları elden ele geziyor. Mike ve güzel eşi Natasha, genç müzisyen Viktor ile tanışınca, şüpheyle dolu bir devrin en umutsuz günlerinde müzikle yoğrulmuş bir aşk üçgeni doğuyor.

Aile, dostluk, sevgi, fırsatlar gibi kavramlarla bezenmiş bir dünyaya terk edilmişlerdir. Sorularına cevap ararken, dinlemeyi değil duymayı, bakmayı değil görmeyi öğrenmek için, etraflarındaki dünyayı aşındıran kimyasal bir madde gibi kendilerini yiyip bitiriyorlar. Ve yollarını bulmak için.