Stalingrad tüm ödüllere layık olanlar için cehennemde olmuştur cennet de. Ama bu insanların aldığı tek ödül sevgidir. Nasıl kazandıkları, nasıl mağlup edilmedikleri, kim oldukları ve sokağın diğer tarafında kimin olduğu, beraberlerinde hangi sırları götürdükleri bu filmde anlatılıyor. Konu “büyük bir savaşın arka planında gelişen bir dramatik bir aşk hikayesininden” uyarlanmış. Olay 1942 yılında Alman birliklerinin Volga Nehri kıyısını işgal ettiği dönemde geçiyor. Volga’yı geçerken ve Alman ordusuna karşı saldırı başlatırken başarısızlığa uğrayan Sovyet birlikleri geri çekilmek zorunda kalır. Ancak birkaç asker düşmanın bulunduğu kıyıya ulaşmayı başarır. Azınlıktadırlar ve bu nedenle bir evde saklanırlar. Orada bir kızla tanışırlar. Almanlar bu kızın evini de işgal etmişlerdir. Bu nedenle cephe hattından ayrılma fırsatı olmamıştır. İnsanlık tarihindeki en kanlı savaşın arka planında bir aşk hikayesi doğar ve o andan itibaren askerler ne olursa olsun bu kızı korumaya söz verirler.

Stalingrad

Gloucester'lı Richard, İngiltere tahtında hak iddia etmek için cinayet ve manipülasyona başvurur.

Richard III: The Burial of the King

Karsten’in dairesinde neşeli bir parti gerçekleşmiştir. Akşam yavaş yavaş gelmiştir ve konuklar partiden ayrılmaya başlamıştır. Dairedeki parti bittiğinde, tüm konuklar gitmiş olsa da Anna hala partiden ayrılmamıştır. Karsten bu gizemli kadına hayranlıkla yaklaşmaktadır. Ancak hayranlığı Karsten’ın sağlam temeller üzerine oturttuğu hayatını bir anda sarsacaktır. İki kadın arasındaki denge bir zayıflık anında kontrolden çıkıp felakete dönüşecektir. Almanya’nın bu ufak taşra kasabasında geçen bu gerilimli olaylar sonucu hayal kırıklığı ile öfke tetiklenecek, adalet ikiyüzlülüğün arkasına gizlenecek ve sonunda kötülük gerçek yüzünü gösterecektir...