Halla, işini seven bir koro şefidir. Genç kadın aynı zamanda İzlanda’nın tabiatını, sanayi yıkımından kurtarmaya çalışan bir aktivisttir. Politikacılar tarafından yönlendirilen sanayiciler, İzlanda arazileri için büyük bir tehdit oluşturur. Yaşananlar karşısında genç kadın, İzlanda topraklarını korumak için alüminyum endüstrisine karşı savaş ilan eder. Sanayicilere karşı giriştiği bu zorlu mücadelede kısa sürede alüminyum endüstrisinin belası haline gelir. “Dağların Kadını” olarak anılmaya başlayan Halla, fabrikaların çalışmasını engellemek için her şeyi göze alır. Tam da bu dönemde aldığı bir haber tüm hayatını değiştirir. Hanna, uzun süredir evlat edinmek için mücadele vermiştir ve sonunda beklediği yanıt gelir. Bir kız çocuğu evlat edinmeye hak kazanan Halla, hayalleri arasına seçim yapmak zorunda kalacaktır.

Woman at War

Otuz yaşındaki Hlynur hâlâ annesiyle yaşamaktadır ve günlerini içki içerek, porno izleyerek ve internette gezinerek geçirmekte, bir yandan da işsizlik maaşıyla geçinmektedir. Bir kız ona ilgi duymaktadır ama o bağlanmaktan kaçınmaktadır. Annesinin İspanyolca flamenko öğretmeni Lola, Noel için yanlarına taşınır. Yılbaşı gecesi, annesi evde yokken, Hlynur Lola'nın lezbiyen olduğunu öğrenir ama onunla seks de yapar. Çok geçmeden annesiyle bir evden daha fazlasını paylaştıklarını anlar. Sonunda bu bulmacanın neresinde olduğunu ve hayatı nasıl daha az bencilce yaşayacağını bulmak zorundadır.