Gözden düştüğü hissine kapılan orta yaşlı bir şair olan Orphée (Jean Marais)'nin küçümsediği genç rakibi bir trafik kazasında ölünce onun patroniçesi olan güzel Prenses Ölüm (María Casares) ile tanışır ve ondan çok etkilenir. Bu arada ihmal ettiği eşi Eurydice (Marie Déa) de benzer bir kazada ölünce Orphée, onu geri getirebilmek için ölüler diyarına iner.

Orfe

Zamanın ve gerçekliğin dışında, bir şairin deneyimleri. Genç şairin Heurtebise ve Prenses tarafından yargılanması, Çingeneler, Pallas Athena'nın sarayı, Tanrıça'nın şairin kalbini delen mızrağı, Sfenks'in cazibesi, Oidipus'un uçuşu ve son Varsayım. Bu film, Cocteau'nun The Blood of a Poet (1930), Orpheus (1950) ve Testament of Orpheus'tan (1960) oluşan Orphic Trilogy'nin üçüncü bölümüdür.

Orfe'nin Vasiyetnamesi

Elisabeth ve kardeşi Paul, Paul'ün bir kartopu savaşında yaralanmasının ardından dünyadan izole bir şekilde yaşamaktadır. Başa çıkma mekanizması olarak, ikisi de kendi yarattıkları münzevi bir rüya görürler. Ancak aralarındaki ilişki pek de sağlıklı değildir. Elisabeth tuhaf Agathe'yi yanlarında kalması için davet ettiğinde kıskançlık ve kötü niyetli bir alt akım fantezilerine sızar - ve Paul ondan hemen etkilenir.