Hayallerini takip eden ve kendilerini Montevideo, Uruguay'da, 1930 Dünya Futbol Şampiyonası'nda bulan bir takımın hikayesi ve onların gerçek birer yıldız ve yaşayan efsaneler olmasını sağlayan bir hayal * 2010 yılının en iyi yapımlarından olmuş. Açıkçası bu kadar iyi bir film olucağını tahmin etmemiştim. Başarılı oyuncu seçimleri, anlamlı dialoglar; muhteşem görüntüler ve güzel bir hikaye ile birleşince ortaya müthiş bir seyirlik çıkmış. Sırp yapımımı olmasından dolayı o güzel Balkan melodileri filme uyum katmış. Sinemaseverlerin mutlaka seyretmesi gerektiği kanaatindeyim.

Montevideo, Tanrı Seni Korusun

Eski Yugoslavya’dan bir futbol takımı Montevideo, Uruguay’daki İlk Dünya Kupasına katılma şansını yakalar. Ancak takımın önünde bir çok engel bulunmaktadır * İlk filmde Yugoslavya milli takımının Uruguay'daki Dünya Kupası'na katılma mücadelesine şahit olmuştuk... Bu filmde ise turnuvadaki mücadelelerini izliyoruz. Salt bir futbol filmi değil, içerisinde Yugoslav oyuncuların kendilerine ait hikayeleri de bazen gülerek bazen duygulanarak izliyoruz. Komedi, dram ve romantizmin iç içe geçtiği seyir zevki yüksek bir yapım. Ama keşke süresi biraz daha kısa olsaydı...

Montevideo'da Görüşürüz

Novica, Belgrad'da bir lisede matematik şampiyonudur. Okuldaki 'inek' statüsünün üstesinden gelmeye çalışan Novica, okul arkadaşı Relja tarafından dazlakların dünyasına çekilir. Novica şiddet, holiganlık ve ırkçılığa maruz kalır; ideolojiyi benimser ve çete hiyerarşisinde basamakları tırmanır.

Skinning

Sırp tenisçilerin uluslararası bir tenis turnuvasında maç yaptıkları gün bir grup insanın yollarının kesiştiği modern Belgrad'ı konu alan kara komik ilk film. Bölgedeki milliyetçi çatışmaların ardından ortaya çıkan ahlaki boşluk, karakterlerin kendinden memnun davranışlarına yansıyor. Birkaç popüler Sırp tenisçinin önemli bir uluslararası turnuvada maç yaptığı gün birkaç kişinin yollarının kesiştiği modern Belgrad hakkında kara komedi ve topluluk filmi. Genç bir kız yeni tenis ekipmanlarına sahip olmak için elinden geleni yapar, bir taksi şoförü hayatta tutunamadığı için dünyanın geri kalanını suçlar, zengin bir ergen aşkın satılık olmadığını keşfeder. İçgüdüleri, korkuları ve saplantıları tarafından yönlendirilen karakterler, gerçekliğin arzularına uymayacağını keşfederler.