Hikayesi 20 yılı aşkın bir süreyi kapsayan filmde, üç kadının genç kızlıktan orta yaşlarına gelmeleri, hayatlarına yön veren önemli olayların eşliğinde anlatılıyor. Bu yolculuğu izlerken de Sovyetler Birliği'nde sıradan insanların günlük yaşam akışına tanık oluyoruz. Hikayenin merkezinde olan kadınlar aslında Moskova'lı değiller ve yurt gibi bir yerde yaşıyorlar. Kadınlardan özellikle biri, evlilik yoluyla sınıf atlamak konusunda kararlı ve ana olaylar da bu hikaye etrafında dönüyor * Bu Sovyet kült filmi, aldığı Oscar ödülünün yanı sıra 1980 yılında Berlin Film Festivali'nde Altın Ayı ödülüne aday gösterilmiştir.

Moskova Gözyaşlarına İnanmıyor

Sahibinin hastalığı nedeniyle evsiz kalan siyah kulaklı beyaz bir Gordon Setter hakkında dokunaklı bir hikaye. Efendisi İvan İvanoviç, genç olmaktan çok uzak, ava ve doğaya düşkün bir adamdı ve köpeğin siyah kulağı cinsi için "doğanın bir ayıbı" olmasına rağmen yavru köpeği yanına aldı. Adam, Bim ya da Bimka adını verdiği köpeğini her zaman kırlarda ava götürürdü. Ancak daha sonra İvan İvanoviç'in kalbiyle ilgili sorunlar yaşamaya başladı ve hastalığı ağırlaşınca hastaneye kaldırıldı. Köpeği, kendisiyle ilgilenen tek kişiyi beklemeye dayanamadı ve sahibini bulmak için yola çıktı. Böylece evsiz bir köpeğin nefes kesici ve heyecan verici maceraları, iyi ve kötü birçok insanla karşılaşması ve beklenmedik ve yürek parçalayan bir sona ulaşmasının hikâyesi başlar.