Tochigi vilayetinin kırsal kesimindeki bir ailenin hayatında bir zaman büyüsü. Yoshiko sıradan bir ev kadını değildir, bunun yerine bir animasyon filmi projesi üzerinde çalışmaktadır. Başarılı bir müzik yapımcısı olan Ayano Amca, Tokyo'da yaşadıktan sonra kafasını toparlamaya çalışmaktadır. Bu arada Sachiko, neden kendisinin dev bir versiyonu tarafından takip ediliyor gibi göründüğü konusunda endişelidir. Tembel günler geçip giderken, ailenin her bir üyesi bir dizi epizodik vinyette takip edilir.

The Taste of Tea

Yuri günümüzde yaşayan bir lise öğrencisidir. Ne evdeki ne de okuldaki hayatından memnun değildir. Bir gün annesiyle tartışır ve evden kaçar. Her nasılsa, Yuri daha sonra gözlerini açtığında, 1945 yılında olduğunu fark eder. Akira ile tanışır. Akira orduda bir kamikaze birliğinde pilottur.

Till We Meet Again on the Lily Hill

Mana Kotani, Sumire Utsuki ile yıllardır arkadaştı Sumire'in serbest hareketlerine ve gizemli çekiciliğine hayrandı ama Sumire onunla olan bağlarını koparmıştı. Daha sonra Mana, Sumire'nin kurtulamadığı ölümünün haberini alır ve işler değişir.

One Day, You Will Reach the Sea

Toshiaki Nagashima mitokondri üzerine büyük araştırmalar yapan bir biyologdur. Genç ve güzel karısı trajik bir trafik kazası geçirip beyin ölümü gerçekleşince, çaresizlik içinde karısını diriltmek için karaciğerinden mitokondriyi almak üzere karaciğerini çalar. Katil mitokondri onun asistanı şeklini alır.

Parasite Eve

Kitao ailesi, bir yıl önce korkunç bir kazada ölen en büyük kızları Chizuko'nun kaybıyla başa çıkmaya çalışmaktadır. Diğer kızları Mika aniden tehlikeli bir duruma düştüğünde, Chizuko onu kurtarmak için hayalet olarak geri döner; kız kardeşiyle yeniden bir araya gelen Mika, Chizuko ile tekrar vakit geçirmeye başlar.

Chizuko's Younger Sister

1944 yılında Amerikan ordusu Saipan kıyılarına çıkarma yapar. Üstleriyle birlikte intihar etmeyi ya da savaş esiri kamplarına gönderilmeyi reddeden Yüzbaşı Oba Sakae, bir grup adamını ve benzer düşünen diğer yerel sakinleri dağlara götürür. Japon ordusunun teslim olduğuna dair haberleri duyduktan sonra bile, Oba bu haberleri propaganda olarak kabul etmez ve Amerikan askerlerine karşı gerilla saldırıları düzenlemeye devam ederek kendisine "Tilki" lakabını kazandırır. Çok geçmeden, Oba'yı yakalamakla görevlendirilen Amerikalı komutan bile inatçı düşmanına hayranlık duymaya başlar.