Nathaniel Williamsen, nişanlısı Sophie ile birlikte bir ada görevine götürülür. Gemileri Rona'nın kaptanı, Sophie'den hoşlanan çapkın Bully Hayes'tir. Sophie köle tüccarı Ben Pease tarafından kaçırılınca "Nate" onu bulmak için Hayes ile işbirliği yapar.

Vahşi Ada

Cumberland, 1348. Ortaçağ İngiltere'sinde veba yayılmaktadır. Küçük Griffin'in ücra köyü de tehdit altındadır. Ancak 9 yaşındaki çocuk, küçük bir hayatta kalma umudunun anahtarını taşıyan, tekrarlayan bir rüya görür: üzerinde bir tabutun yüzdüğü bir göl. Demir haçlı beyaz bir kilise. Düşen bir eldiven. Düşen bir siluet. Karanlık bir kuyudan sonsuzluğa doğru yuvarlanan bir meşale. Kardeşiyle birlikte Kara Ölüm'den kaçmak için bir kehanet olduğunu fark eder. Böylece birkaç adamla birlikte, Tanrı'ya adak olarak demir bir haç dikmek istedikleri uzaktaki bir katedrale doğru yolculuğa çıkarlar. Yolları onları derin ve karanlık bir maden kuyusundan bilinmeyen bir ülkeye ve tamamen tuhaf bir zamana, 1980'lerin günümüz Yeni Zelanda'sına götürür.