İspanya'nın liman kenti Vigo'da geçen bu hikâye, her gününü Pazar günüymüş gibi yaşayan, Pazartesi'lerini güneş altında geçiren insanları anlatıyor. Vigo uzun zaman önce tarıma sırt çevirmiş ve onun orantısızca büyümesine bununla beraber de göçmenler ve işçilerle dolmasına yol açan endüstrinin yaygınlaştığı bir şehre dönüşmüştür. Düşlerini gerçekleştirememiş bir grup orta yaşlı arkadaş, işsizlikle mücadele etmenin umutsuzluğunun üstesinden gelmeye çalışmaktadırlar. Şehirin tersanesindeki, onlar için büyük önem taşıyan, işlerini kaybeden bu adamlar günlerini El Naval adlı bir barda geçirip hatıraları yadeder, felsefe yürütür ve şimdiki durumları hakkında dertleşirler. Huysuz Santa kendine acımayı reddedip bu duruma aldırmıyormuş gibi davranmaktadır. José karısının onu terk edeceğinden korkmaktadır. En yaşlıları Amador'un başına gelmiş olan da budur, ama o herkesi karısının seyahatten bugün yarın döneceği konusunda ikna etmeye çalışır. Lino ise iş bulma umudundan vazgeçmeyi reddeder.

Güneşli Pazartesiler

15 yaşındaki sıkılmış okul arkadaşları Rai Manu ve Javi, Madrid'in varlıklı nüfusu yaz tatilinde plajlara akın ederken cinsel maceralar ve egzotik tatil köyleri hayal etmektedir. Gençler beton arazide takılıp seks ilanlarını okuyarak ve şanslarını zorlayarak zaman öldürmektedir. Mastürbasyon yaparlar, hırsızlık yaparlar, aileleriyle kavga ederler ve bir uyuşturucu baskınına karışırlar. Sonunda üçlünün en cesur ve huzursuz olanı Rai, bir arabadan müzik seti çalmaya çalışırken vurulur. Her bir ergen kasvetli bir ev hayatıyla karşı karşıyadır ama bir araya geldiklerinde birbirlerinin arkadaşlığından sonuna kadar keyif alırlar. Film, komedi dram ve Madrid'in bir mahallesindeki yaşamın acıklı yanlarının ilgi çekici bir karışımı.