Polonyalı yazar Jan Potocki’nin Türkçe’ye de çevrilmiş romanından uyarlanan film, Napolyon Dönemi’nde bir savaş esnasında, Zbigniew Cybulski tarafından canlandırılan ana karakterin bir el yazması bulmasıyla başlayan olayları takip eder. Film, göz alıcı bir siyah beyaz görsellikle desteklenen masalsı atmosferi, hikaye içinde hikaye şeklinde özetlenebilecek yapısıyla kusursuz bir uyum göstererek seyircinin de bu rüya içinde kaybolmasını sağlıyor. Çekildiği dönemin ardından neredeyse unutulan bu gerçeküstücü epik, bugünkü kült statüsünü Martin Scorsese ve Francis Ford Coppola tarafından keşfedilip, batılı seyircilerle buluşturulmasına borçlu. Bu iki ustaya ek olarak Luis Bunuel, David Lynch, Neil Gaiman gibi isimlerin de filmin hayranları arasında bulunduğunu belirtmekte fayda var.

Zaragoza'da Bulunmuş El Yazması

Andrzej Wajda'nın Józef Teodor Konrad Korzeniowski'nin, nam-ı diğer Joseph Conrad'ın, deniz kaptanı olarak ilk komutasını alan genç bir adam hakkındaki romanından uyarladığı İngilizce film. Bir dizi kriz, yeni otoritesi için inanılmaz derecede zor olduğunu kanıtlar, çünkü deniz tuhaf bir şekilde karaya oturmuştur ve mürettebat ateşli sıtma nedeniyle zayıf düşmüştür. İkinci kaptanın korkusu, birçok kişiyi geminin bir önceki kaptanın kötü ruhu tarafından lanetlendiğine ikna ettiğinde, genç adam onların batıl inançlarıyla ve çok ihtiyaç duyulan ilacın göze çarpan yokluğuyla başa çıkmak zorundadır.

The Shadow-Line

Yüzyılın ilk yıllarında geçiyor. İlk karısının anısı peşini bırakmayan bir taşra beyefendisinin hikâyesi. Şimdiki karısı, onun takıntısından bıkmış ve gizemli bir şekilde felçli olan bir sevgili edinmiştir. Bu arada, ana karakterin oğlu ilk tensel deneyimini dilsiz bir köylü kızıyla yaşar.