Çoğunlukla sakin bir hayat süren bir tersane işçisi olan Antonio Riva'nın hikâyesi. Boş zamanlarını arkadaşlarıyla bocce oynayarak geçirir, yaşlı annesine bakar ve mükemmel bir ilişki sürdürdüğü önceki evliliğinden doğan kızı Emilia'yı çok sever. Bir gün Emilia babasına evlenme niyetini bildirir ve bu durum Antonio'yu gerçekten mutlu eder çünkü bu sayede hayallerinden birini gerçekleştirmiş olur: Yıllar boyunca biriktirdiği paralar sayesinde kızına hep istediği düğün davetini vermek. Antonio'nun Emilia'nın düğününü finanse etme hayali zorlu bir görev olduğunu kanıtlayacak ve hazinelerimizi koruyanların her zaman hayallerimizi korumayabileceğini zor yoldan öğrenecektir.

A Hundred Sundays

Yaşını başını almış bir aktör, "Godot'yu Beklerken "i sahnelemek için mahkûmlara drama dersleri verir.