Alyoşa, annesi ile vedalaşamadan savaşa katılan 19 yaşında bir Sovyet askeridir. Tek başına iki düşman tankını havaya uçurarak generali tarafından madalya ile ödüllendirilir. Ancak Alyoşa generalinden madalya yerine annesini görmek için iki günlük izin ister. Köye dönüp evlerinin çatısını tamir etmek, annesi ile vedalaşmak istemektedir. Alyoşa için eve gitmek o kadar kolay olmayacaktır. Annesi tarafından sevgi ile büyütülen Alyoşa yolculuğu sırasında zaman zaman karşılaştığı insanlara gösterdiği yardımseverlik yüzünden oldukça zaman kaybeder. Annesi'ne ulaştığında hemen hemen hiç zamanı kalmamıştır * kısaca bugüne kadar yapılmış en iyi savaş filmi.

Askerin Türküsü

Bir grup Rus genç yazlarını bir yaz kampında geçirir. Mitia aşık olur ve kendi sorunlarıyla o kadar meşgul olur ki diğer her şeyi unutur.

One Hundred Days After Childhood

Aşçılık teknik okulundan mezun, saf ve eksantrik bir kız olan Tosya Kislitsyna, kuzey ormanlarında kaybolmuş köye gelmiştir. Her işe burnunu sokar, herkese yardım etmeye çalışır. Geldiği gün İlya'yla tanışır: "köyün ilk erkeği" ona öfkeyle yaklaşır ve akşam, tatsız bir toplantıyı neşelendirmek için bir dans davetiyle "mutlu etmeye" karar verir ve reddedilir. Reddedilmeye alışık olmayan İlya, Filya ile hafta boyunca Tosya'ya aşık olacağını tartışır...