İş arayan işsiz bir eski ofis çalışanı, arkadaşlık ve dostluk bulmaya çabalarken kırılgan bir akıl sağlığı çizgisinde yüzmektedir. Bir restoranda tanıştığı ve ilişki yaşamaya başladığı adamın bir görev için Hindistan'a çağrılmasıyla gerçekliğe dair zayıf kavrayışı daha da dalgalanır. Bardağı taşıran son damla ise evden atılması ve kalitesiz bir otele taşınması olur. Daha sonra sırf insanlarla temas kurabilmek için alışılmışın dışında yerlerde gündelik seks arayışına girer.

Fiona altı aylıkken terk edilir, koruyucu ailelerde ve evlat edinen ailelerde büyür, istismara uğrar ve henüz bir gençken New York sokaklarında fahişelik yapar.  Eroin kullanmasını, başka kadınlara aşık olmasını, erkekler tarafından takip edilmesini, ölümcül şiddete karışmasını, bir uyuşturucu evinde saklanmasını ve şehri terk etmeye karar vermesini izliyoruz.  Kendisi de bir sokak kadını ve uyuşturucu kullanıcısı olan annesinin zaman zaman kayıp kızı hakkında konuştuğunu görüyoruz.  Fiona'nın elinde, bulunmuş bir çocukken tuttuğu bir kolye vardır. Anne ve kızı buluşacak mıdır? Bir umut ışığı var mıdır?

Fiona

New Yorklu bir fahişe, kızını yanında çalıştığı gangsterlerin pençesinden uzak tutmaya çalışır.

High Stakes

Almanya'dan gelen maceraperest genç bir kadın olan Elaine, New York'a geldiğinde ünlü bir yazar olmak için yola çıkar. Sıradan bir işte kısa bir süre çalıştıktan sonra, Elaine zor zamanlar geçirir ve Lulu adında gizemli bir yabancının ilgisini çeker. Çok geçmeden Elaine hırsızlık, cinayet ve mafya gibi olayların içine sürüklenir. Büyük hayalleri olan bu kuşatılmış gurbetçi, hayatını değiştirip suç ve kaostan uzak durabilecek midir?