Şehirdeki üç kişi bu romantik dramda aşkın, kaybın ve yalnızlığın anlamını öğreniyor. Başarılı genç bir şef olan Adam, enerjisini düğünler için şekerleme şaheserleri yaratmaya harcıyor, ancak hala kendi gelinini bulamadı. Bir de her gün ölen karısının anılarından kaçmak için kilometrelerce koşan Sufi var. Son olarak, tiyatronun geçmişinin nihayet çözüldüğü ve geleceğinin ortaya çıktığı bir sahne olduğunu keşfeden genç bir oyun yazarı olan Imaan var. Üç yabancı da kaçınılmaz olarak hayatlarını sonsuza dek değiştiren tek bir dramatik anla bağlantılıdır.

Sepi

Luna, hayatta ne istediğinden oldukça emin olan bir KL kızıdır. Küçük güzellik salonunu işletmekten, kendi yaptığı doğal kaynaklı yüz formüllerinden emin ve günlerini sevgili kuzeni Zora, arkadaşları ve sadık müşterileriyle birlikte geçirmekten memnun. Emin olamadığı tek şey, yakışıklı ve başarılı bir iş adamı olan nişanlısı Zyhan'la evlenmektir - ancak romantik düşüncelerine pek az sürpriz sunan bir adamdır. Bu arada, KL'nin yıkık dökük bir yerinde... Ezra, ofisinde çalışan resepsiyonist Emma'da %99,9 mükemmel kızı bulduğuna emindir. Ancak Emma, Ezra'nın onunla olan ilişkisini engellemekle tehdit eden bir sır saklamaktadır. Kaderin bir cilvesi olarak Luna ve Ezra tanışır ve hayat ve aşk hakkındaki görüşlerini paylaşırlar. Salon'da aşıklar kendi hikâyeleri ve sırlarıyla birlikte gelirler. Aşkın anlamının derinin altında yattığını ve bazıları için işe yarayan şeylerin diğerleri için geçerli olmayabileceğini keşfediyoruz. Aşk kesinlikle kozmetik olmaktan çok daha fazlasıdır...