Paris, 1960'ların başı. Jean-Louis Joubert ciddi ama tutucu bir borsacıdır, sınıf bilincine sahip nişastalı bir kadın olan Suzanne ile evlidir ve şu anda yatılı bir okulda okuyan iki kibirli genç oğlanın babasıdır. Varlıklı adam düzenli ama sıkıcı bir hayat yaşamaktadır. Ta ki şans eseri Jean-Louis'nin ailesinin hizmetindeki yeni ve çekici hizmetçi Maria, sahibi olduğu ve yaşadığı lüks binanın altıncı katındaki hizmetçiler mahallesini keşfetmesini sağlayana kadar. Orada, Jean-Louis'nin yeni bir medeniyete ve yeni bir yaşam anlayışına açılmasına yardımcı olacak canlı bir İspanyol hizmetçi kalabalığı yaşamaktadır. Onların eşliğinde - daha doğrusu güzel Maria'nın eşliğinde - Jean-Louis yavaş yavaş başka bir adam, daha iyi bir adam haline gelecektir.

Altıncı Kattaki Kadınlar

Altı yaşında bir kız çocuğunun parçalanmış cesedi bir su birikintisinde bulunur. Kızın Claudia'nın kayıp kızı olduğu tespit edilir. Ancak kızın kimliğini tespit etmek için sadece iki kanıt kullanılabilmiştir; olay yerinin yakınında bulunan ve üzerinde kızın adının yazılı olduğu bir bilezik ve sağ bacağının sol bacağından beş santim daha uzun olması. Diğer tüm kimlik belirleme yöntemleri cesetten çıkarıldı. Beş yıl sonra, artık sakinleştirici bağımlısı olan Claudia, kızı olduğunu iddia eden birinden bir telefon alır ve 'onlar' onu öldürmeden önce annesinin gelip kendisini bulmasını ister. Claudia'nın kızının gerçekten de hâlâ hayatta ve tehlikede olduğunu gösteren başka gizemli ipuçları da ortaya çıkar. Eski bir polis olan Claudia ve bir parapsikoloji muhabiri, Angela'nın nerede olduğunu bulmak için ipuçlarını bir araya getirir