Imaginaerum’da aşırı bunama hastalığına yakalanan yaşlı besteci Tom’un hikayesi anlatılıyor. Bu hastalıkla yıllardır mücadele eden adam yetişkinlik hayatından neredeyse hiçbir şey hatırlamamaktadır. Müziği, arkadaşları ve hatta kızını bile hatırlayamaz. Sahip olduğu tek anı on yaşındaki bir çocuk hayalidir.  Film iki boyut arasındaki yolculuğu anlatıyor. Tom hayal dünyasında cevaplar arayarak ve anılarını hatırlayarak dolaşmaktadır. Bu arada kızı Gem gerçek dünyada bir zamanlar babasıyla paylaştığı bağı yeniden kurmaya çalışmaktadır. Yıllar içinde birbirlerinden gittikçe uzaklaşan baba kızın ilişkisi Tom’un komaya girmesiyle daha da zorlaşır. Ancak Tom’un en karanlık sırlarında, Gem izlemesi gereken bir yol bulur…

Imaginaerum

Kardeş Marie-Victorin (Le Jardin Botanique, La Flore Laurentienne) 23 yaşındaki Marcelle Gauvreau ile tanıştığında 46 yaşındaydı. Her ikisi de ölümle burun buruna gelmiştir ve aynı Tanrı ve Doğa sevgisini paylaşmaktadırlar. Adam onun öğretmeni, daha sonra da asistanı olur. Arkadaşlıkları gelişir. Marie-Victorin, Marcelle'e cinsellik üzerine farklı okumalar sunar ve Marcelle de kendi mahrem deneyimlerinden yola çıkarak bunları yorumlar. Marie-Victorin'in ölümüne kadar sürecek bir mektuplaşmada, insan arzularını ve "perdesiz biyolojiyi" keşfederler. Bu büyük iffetli aşk, Quebec'in florasının aşkı, onları aşk ve Doğa ile kendi ilişkilerini sorgulamaya iter.