Belçikalı genç bir kadın olan Amélie, çocukluğunu Japonya'da geçirdikten sonra orada yaşamaya karar verir ve Japon toplumuna entegre olmaya çalışır. Bir yıllık kontratı bitmeden önce "gerçek bir Japon" olmaya kararlıdır, ancak bu kararlılık Japon alçakgönüllülüğüyle bağdaşmaz. Bir ithalat/ihracat firmasında çevirmen olarak seçkin bir pozisyonda işe alınmasına rağmen, Japon kültürel normlarını anlamadaki yetersizliği, giderek aşağılayıcı bir şekilde rütbesinin düşürülmesine neden olur. Amelie gizliden gizliye ona hayranlık duysa da, amiri onu küçümsemekten sadistçe bir zevk almaktadır. Sonunda onu tuvalet görevlisi yaparak Amelie'nin iradesini kırmayı başarır ve Amelie ona sözleşmesini yenilemeyeceğini söylediğinde çok sevinir. Amelie, şirket başkanının ofisine "korku ve titremeyle" girdiğinde nihayet gerçek bir Japon olduğunu fark eder; bu ancak Bayan Fubuki'nin sistematik işkencesiyle kararlılığı kırıldığı için mümkün olabilir.