İşini kaybetmesine rağmen karısı Marie-Clarie, çocukları, torunları ve arkadaşlarıyla mutlu bir hayat süren tersane işçisi Michel, bir gün silahlı ve maskeli iki adam onları dövüp bağladığında ve alyanslarını, tüm birikimlerini ve Kilimanjaro Dağı'nı görmek için aldıkları Tanzanya biletlerini ele geçirdiğinde ne yapacağını bilemez.

Kilimanjaro'nun Karları

Jeannette, Marsilya'da işçi sınıfının yaşadığı bir mahallede yaşayan bekâr bir annedir; bir süpermarkette kasiyer olarak aldığı maaşla kendini ve iki çocuğunu geçindirmeye çalışmakta ve herkesin birbiriyle iç içe olduğu bir apartman kompleksinde yaşamaktadır. Marius, iflas etmiş bir çimento fabrikasında güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır; fabrika yakında yıkılacağından ve ileride paraya ihtiyacı olacağından binada gecekondusu da vardır. Bir gün Jeannette fabrikaya uğrar ve birkaç kutu boya görür, ikisini eve götürmeye çalışır. Marius onu fark eder ve kovalamaya çalışırken, Jeannette de kapitalist sisteme küfürler yağdırır. Ertesi gün, özür dileyen bir Marius, elinde boya kutularıyla Jeannette'in kapısında belirir; ikili kısa sürede dost olur ve bir aşk filizlenmeye başlar, ancak Jeannette'in aşk romanı fantezilerinin Marius'un aklındakinden biraz farklı olduğu kısa sürede anlaşılır.