Bu hikaye, 1950'lerde genç Amerikan radyo dinleyicilerini rock'n'roll ile tanıştıran Cleveland'lı disk jokeyi Alan Freed'e dayanmaktadır. Freed büyük tartışmaların kaynağıydı: muhafazakarlar tarafından gençleri "şeytanın müziği" ile yozlaştırmakla eleştirildi; ırkçılar tarafından beyazların tüketimi için Afro-Amerikan müziğini teşvik ettiği için nefret edildi; kolluk kuvvetleri tarafından zulüm gördü ve sonunda "payola" skandallarıyla alaşağı edildi.

American Hot Wax

Disko kraliçesi Donna Summer'ın sıra dışı hikâyesi; yayınlanmamış film kesitleri, ev videoları, fotoğraflar, sanat eserleri, yazılar, kişisel ses kayıtları ve diğer kayıtlardan oluşan zengin bir arşiv aracılığıyla, bir odayı titreten en ikonik sanatçılardan birinin hayatını kapsıyor. Giorgio Moroder ile Almanya'daki ilk kariyerinden, daha sonraki yıllarda hem şöhret hem de mahrem yaralarla ilişkili sorunlardan bir sığınak olarak maneviyata ve aile hayatına odaklanan hikayesi, hem tekil hem de çoğul olarak birinci şahıs tarafından anlatıldığı için daha da özeldir.