1890 yılında, açlıktan ölmek üzere olan yazar Pontus, Christiania sokaklarında dolaşarak aşk ve eserlerini yayınlatma şansı arar. Karşılaştığı tek şey yenilgi ve acıdır, gerçeklik duygusu ise gittikçe zayıflamaktadır. Bir an çok mutlu olurken bir an sonra herkese lanet okur. Her zaman insanlık onurunu ve gururunu korumayı başarır.

Açlık

Kötü bir evliliği olan muhtaç bir çift, İtalya gezisinden sonra Stockholm'e geri döner. Bu sırada dul bir kadın, iki farklı kişinin -psikiyatristi ve lezbiyen bir arkadaşının- baştan çıkarmalarına direnir.