Sibirya'da Tanrı'nın unuttuğu çok küçük bir köyün hikayesi, Rusya'nın yüzyılın başından 1980'lerin başına kadar olan tarihini yansıtıyor. Üç kuşak mutluluğun ülkesini bulmaya ve onu insanlara vermeye çalışır. Biri tayga üzerinden ufuktaki yıldıza giden yolu inşa eder, ikincisi 'komünizmi inşa eder' ve üçüncüsü petrol arar.

Siberiade

Emekli bir profesör olan Serebryakov ve kendisinden çok daha genç olan güzel ikinci karısı Yelena, şehirli yaşam tarzlarını finanse eden kır malikanelerini ziyaret ederler. Profesörün ilk eşinin kardeşi olan ve çiftlik arazisini yöneten Vanya ve yerel Doktor Astrov, taşradaki varoluşlarının bitmek bilmeyen sıkıcılığından şikâyet ederken Yelena'nın büyüsüne kapılırlar. Astrov işini titizlikle yapan deneyimli bir hekimdir, ancak tüm idealizmini kaybetmiştir ve zamanının çoğunu içerek geçirmektedir. Profesörün ilk eşinden olan ve amcası Vanya ile birlikte malikaneyi ayakta tutmaya çalışan kızı Sofya ise, kendi güzellik eksikliğinden ve Dr. Astrov'a duyduğu karşılıksız aşktan kaynaklanan saygınlık eksikliğinden muzdariptir. Profesör, kendisi ve karısı için daha yüksek bir gelir elde etmek amacıyla Vanya ve Sofya'nın evi olan malikaneyi satma niyetini açıkladığında olaylar doruğa ulaşır.

Vanya Dayı

Sovyet imparatorluğunun sonu. Genel Sekreter hükümet kliniğinde yatıyor. Yaşlı ve zayıftır ama iktidarı sıkı sıkıya kavramıştır. "Güç sadece alınır, asla verilmez" diye tekrarlıyor. Ve bu hem elitler hem de gizli servisler için uygundur -- "ceset" hayattayken, çeşitli gruplar siyasi puanlarını toplamaktadır. Genel Sekreter "ömür boyu hapse mahkum edilir". Genç bir hemşire olan Sasha ona bakar. Küçük, kırılgan ve görünmez olan Sasha, ülkenin en üst düzey yetkilisinin yaşamı için ağır bir sorumluluk yüklenmektedir. Bu arada, yaşlı adam Afganistan'da bir savaş yürütmektedir, nükleer bir düğmeye sahiptir ve tüm dünyayı kendisiyle birlikte mezara götürebilir.