Jack, karısı Lia ve en yakın arkadaşı Neal'le beraber Alaska'da bir dağın eteğine kurulmuş küçük bir kasabada yaşamaktadır. Kasabaya düşen çığ sonucu Jack hayatını kaybeder, karısı Lia ise son anda kurtulur. Aradan iki yıl geçer, bir petrol şirketi kasabayı çevreleyen dağlara döşediği boru hattıyla büyük bir çığ tehlikesi yaratır.

Çığ

1928 yılında, Alman-Yahudi bir araştırmacı olan Dr. Max Gerson, o zamandan bu yana dünya çapında on binlerce insanı iyileştiren bir terapiye rastladı; bunların arasında daha önce doktorları tarafından tedavi edilemez olduğu düşünülen hastalar da vardı. Bu film, Gerson'un mucizesinin destansı gerçek öyküsünü ilk kez anlatıyor.  Kanser ve diğer birçok kronik ve dejeneratif hastalık için bir tedavi 1928'den beri mevcuttur. Terapi, Nobel ödüllü Albert Schweitzer tarafından "gelmiş geçmiş en parlak tıbbi deha" olarak selamlanan Alman Yahudi doktor Max Gerson tarafından geliştirilmiştir.  Dokuz Gerson hastası, on dokuz yıl öncesine kadar en ölümcül kanserlerden (karaciğer, yumurtalık, pankreas) iyileşme öykülerini anlatmaktadır. Onların ilham verici ifadeleri Terapinin etkinliğinin güçlü bir kanıtıdır. Charlotte Gerson ayrıca güçlü muhalefete rağmen Terapiyi canlı tutmak için yaşamı boyunca gösterdiği çabaları anlatmaktadır.