19. yüzyılda çocuklar - özellikle de yoksulların çocukları - uysal ve ucuz işgücü olarak sömürülebilir bir kaynak olarak görülüyordu. Herhangi bir nedenle bir somun ekmeğin bir parçasını bile çalma cüretini gösteren herkes, yaşına bakılmaksızın (en azından) hapse atılırdı. Ancak vicdan sahibi insanlar bu durumu protesto etmeye başlamıştı. Hikaye, koşulların son derece ağır olduğu bir çocuk hapishanesinde geçiyor. Hapishane müdürü, kurallara tamamen uyulmasını isteyen, aksi takdirde çocuklara acımasızca davranılacağını söyleyen kalın kafalı bir sert mizaçlıdır. Müdür yardımcısı daha modern bir adamdır ve tüm kurumdan dehşete düşmüştür, ancak reform yaparak başlamak istemektedir. Bu amaçla, en azından bu adaletsizlik biçimine karşı kamuoyunu harekete geçireceği umuduyla, bir gazeteciyi gelip orada hüküm süren koşulları görmesi için davet etmiştir.

The Children's Rebellion

İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra, küçük bir Fransız köyü savaşı geride bırakmaya çalışırken, kontrolü elinde tutan Komünist Parti Petain yanlılarını temizlemeye çalışmaktadır. Şiir yazmayı seven ve sadece işini yapmak için yalnız bırakılmak isteyen basit bir adam olan yerel bar sahibi, belirli bir sadık kişiyi bulmaya çalışan Komünistlerin tacizine hedef olur ve o da buna karşılık verir.