Bir ova insanı olmasına rağmen Marco sağlam bir adamdır. Şu anda uzak bir İsviçre dağ köyünde dağ çiftçisi Alois'in yanında ırgat olarak çalışmaktadır ve yerel hanın müdavimlerinin masasında bile insanlar yavaş yavaş bu buzlu çay içicisini takdir etmeyi öğrenmektedir. Anna köyün yerlisi bir kızdır; önceki ilişkisinden Julia adında bir kızı vardır. Bazıları bu yeni ilişkinin yürüyüp yürümeyeceğinden kuşkuludur ama Marco ya da Anna öyle değildir. Evlenirler. Aşkları nazik ve güzeldir; tam olarak kavrayamadıkları için bunu basit kelimelerle ifade ederler. Aralarındaki güven artar ve şefkatleri sürer; her dokunuşta hissettikleri mutluluk, sadece bir ineği okşamanın sıcaklığını aşar. Ancak çok geçmeden Marco, dürtülerinin kontrolünü giderek daha sık kaybediyor gibi görünmektedir.