Xiomara Alfaro, birkaç filmde kendisi olarak rol almış oldukça başarılı bir vokalistti. Eşsiz tiz koloratur soprano sesiyle tanınan sanatçı, şarkı söylemeye çocukken Marianao mahallesindeki aile toplantılarında ve topluluk etkinliklerinde başladı. O dönemde alışılageldiği üzere, profesyonel kariyer yapmak isteyen genç şarkıcılar Havana'daki çeşitli radyo istasyonlarında düzenlenen yetenek yarışmalarına katılırlardı. Genç Xiomara, Radio Suaritos'taki böyle bir yarışmayı kazanarak radyo yayınlarının müdavimi oldu. Besteci ve piyanist Obdulio Morales onun radyoda şarkı söylediğini duydu ve o kadar etkilendi ki 1951 yılında Martí Tiyatrosu'nda gösterime giren "Batamú" adlı müzikal revüsünün kadrosuna katılması için onu davet etti. Bu gösterideki başarısının ardından Bayan Alfaro, o dönemde Havana'da gelişen birçok kabare, gece kulübü ve tiyatroda eğlence yönetmenleri ve yapımcılar tarafından büyük talep gördü. Ünlü Tropicana'da sahne aldıktan sonra Amerikalı dansçı ve koreograf Katherine Dunham'ın dikkatini çekti ve Xiomara'ya kendi kumpanyasıyla bir sözleşme teklif etti. Kübalı vokalist, Dunham topluluğuyla birlikte Almanya, İsviçre, Yunanistan ve İtalya'yı kapsayan kapsamlı bir seyahat yapma fırsatı buldu. Roma'da kaldıkları süre boyunca, Dunham'ın Xiomara'yı da içeren grubu Robert Rossen'in yönettiği "Mambo" (1954) filminde yer aldı. Bundan sonra şarkıcı, kendisini birkaç Güney Amerika ülkesine götüren solo sözleşmeleri kabul etti. Küba'ya döndüğünde medya tarafından gerçek bir süperstar olarak selamlandı ve kısa süre sonra RCA Victor plak şirketi ile sözleşme imzaladı. Albümü "Siboney" hem Küba'da hem de yurtdışında anında başarı kazandı. Besteci Ernesto Lecuona'nın "Siboney" şarkısı onun imza şarkısı haline gelirken "Luna Rossa" ve "Anema e Core" gibi diğer melodiler haftalarca radyolarda hit oldu. Başarılı bir kayıt sanatçısı olarak Bayan Alfaro, şarkı söylediği her yerde, özellikle de en iyi varyete programlarında sürekli yer aldığı televizyonda izleyicileri büyülemeye devam etti. Xiomara Alfaro sadece ülkesinde değil, tüm Amerika kıtasında tanınan bir isim haline gelmişti. 1959'da Küba devriminin gelmesiyle birlikte, sahne sanatları da dahil olmak üzere Küba yaşamının tüm yönlerini kontrol etmeyi amaçlayan acımasız bir komünist diktatörlük ortaya çıktı. Bayan Alfaro bu gelişmelerden hiç memnun kalmadı ve diğer birçok Kübalı sanatçı gibi 1960 yılında bir daha dönmemek üzere ülkeden kaçtı. Uluslararası alanda iyi tanındığı için kariyerine sorunsuz bir şekilde devam eden Xiomara, bir kez daha Avrupa turnesine çıktı ve Paris'te uzun bir süre kaldı. Londra'da Prenses Margaret'in gelin partisinde şarkı söylemesi istendi ve Kraliyet Ailesi'nin konuğu oldu. Ardından bir idol olduğu Güney ve Orta Amerika'yı gezdi ve kayıt yapmaya devam etti. Olağanüstü bir sese sahip olmasına ve opera söyleyebilecek olmasına rağmen popüler müziği, özellikle de romantik boleroları tercih etti. Repertuvarı her zaman Latin Amerika şarkı kitabının en iyilerinin yanı sıra Fransız ve İtalyan standartlarını da içeriyordu. Eleştirmenler her zaman Bayan Alfaro'nun popüler müzikte diğer şarkıcılar tarafından asla eşleştirilemeyecek yeni ve orijinal bir şarkı söyleme stili yarattığını belirtti.Panama'daki konserleri sırasında, hem konserlerde hem de kayıtlarda müzik direktörü olan müzisyen Rafael Benítez ile tanıştı ve evlendi. Çift önce New York'a daha sonra Florida'ya yerleşti ve birliktelikleri yarım yüzyıldan fazla sürdü. Xiomara'nın sürgün yılları çok verimli geçti, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Meksika, Orta ve Güney Amerika'nın en prestijli mekanlarında sürekli sahne aldı, zaman zaman Avrupa ve Orta Doğu'da turnelere çıktı ancak her zaman anavatanını özledi ve talihsiz adada özgürlüğün şafağının söktüğünü asla göremeyeceği için hayatının sonuna kadar üzüldü. Yetenekli ve çalışkan Xiomara Alfaro 80 yaşında sağlık sorunları nedeniyle emekli oldu ancak cesaretini ve mizah anlayışını asla kaybetmedi. Sonu 24 Haziran 2018'de ağır bir hastalığa yakalandığında geldi. O gün, saat 11:00 sularında, büyük Kübalı şarkıcı Florida, Cape Coral'daki evinde ailesi ve dostlarıyla birlikte kardiyo-solunum durması nedeniyle sessizce hayata gözlerini yumdu.