Bayan Aeneas Gunn'ın çok sevilen Avustralya klasiğinden uyarlanan bu kitap, taşranın sert güzellikleri arasında cinsel ve ırksal önyargıların üstesinden gelmek için mücadele eden Jeannie Gunn'ın olağanüstü gerçek hikâyesidir. Kocasının izole çiftliğinde yeni bir hayat için Melbourne'deki yaşamını terk eden Jeannie'nin alıngan ve iyi huylu tavrı kısa sürede kadın düşmanı hayvan yetiştiricilerini kazanır, ancak onların yerli aborijin nüfusa karşı ırkçı tutumlarını değiştirmeye çalışırken çok daha zorlu bir mücadeleyle karşı karşıya kalır.

We of the Never Never

Manganinnie'nin kaybolan kabilesini aramak için beyaz bir kız olan Joanna ile birlikte dağları aşarak sahile doğru yaptığı yolculuk lirik görüntülerle anlatılıyor. Bu filmin dokunaklılığı, Aborijin kadının, halkının ve kabile yaşam tarzının sonsuza dek yok olduğunu yavaş yavaş fark etmesinden kaynaklanıyor. Bu, Tazmanya Aborjinlerinin neredeyse soykırıma uğradığı 1830'daki Kara Sürüş'ün hikayesidir.