Üç aile aynı kiralık eve yerleşir. Yaz boyunca arkadaş olurlar ve hayattan nasıl keyif alacaklarını yeniden keşfederler.

I Hate Summer

Milano, bugünlerde. Mühendis Marco ve mimar Anna'nın ilk görüşte alevlenen aşkları, yıllar süren huzurlu birliktelikleri ve oğulları Tommaso'nun doğumunun ardından krize girmiştir. Yine de onlarınki sözlerini tutabilen bir aşk gibi görünüyordu: eşler, güzel ve sağlıklı. Ama bu yeterli değildir. Çocuğuna bakmak için hırslarını bir kenara bırakan Anna, Marco'ya hayatlarında yeni bir sayfa açmak için İbiza'ya taşınmayı teklif ettiğinde, kocası bunu reddeder. Ancak Marco'ya Amsterdam'a bir iş transferi teklif edildiğinde, bunu düşünmeye başlar. Bu arada Anna ayrılmak ister, Marco istemez ama Tommaso'ya Vikinglerin ülkesine bir gezi sözü verildiği için yine de bir karavanla Norveç'e gitmeye karar verirler. Marco hâlâ aşık olduğu karısını geri kazanabilecek midir? Fiyortlar diyarına yapacakları büyülü ve unutulmaz bir tur sırasında, ilişkilerini doğal ve beklenmedik bir şekilde yeniden canlandıracaklardır. Ta ki Anna, Marco'nun Amsterdam'daki iş teklifini kendisinden sakladığını keşfedene kadar.