Angus ile Lillie bir karnavalda yaptıkları gösteri sayesinde çok değişik yerleri görmektedirler. Bu gezilerinden birinde de İrlanda'ya giderler ve orada çok zengin bir denizciyle tanışırlar ve çok iyi anlaşırlar. Onu yaşadığı kaleye kadar arabalarıyla götürürler. O da onlara hiç kimseye göstermediği bir sırrını açıklar. Kalesindeki gizli bir odada bulunan akvaryumda sakladığı canlı bir deniz kızı. Onu gören Angus ve adamları hemen o deniz kızını çalıp onu Amerika'ya götürerek büyük paralar kazanma hayalleriyle harekete geçerler. Hemen bir tekne ayarlayıp muhteşem güzellikteki deniz kızını kaçırıp Amerika'ya gitmek üzere yola çıkarlar ama bu müthiş para kazanacağız diye kurdukları hayalleri kısa bir süre tam bir kabusa dönuşür. Kaçırdıkları deniz kızı güzel olduğu kadar öldürücü bir yaratıktır.

Dişi Yaratık

Anna ve canı sıkılan lise arkadaşları, "Dünyanın Keçi Başkenti" olarak bilinen, boğucu küçük Teksas sınır kasabalarından kaçmayı planlar. Ancak vahşi bir saldırgan kasaba halkını hedef almaya başlar—önce keçiler, sonra insanlar. Yarı akıllı yerel polisler bunun bir çakal olduğunu düşünse de, Anna ve arkadaşları bu cinayetlerin efsanevi Latin Amerika şehir efsanesi "El Chupacabra" ya da Kurtadam'ın işi olduğuna inanır!