Bir gece yarısı, arkadaşlarının işlettiği barda son biralarını içip eve dönecekken içeri giren beş kişilik bir grup tarafından silahla alıkonulurlar. Elleri, ayakları, ağızları bağlanan gençler sabaha kadar dayak, işkence ve tecavüze maruz kalırlar. Kendilerini alıkoyan grubun görünürde hiçbir amacı yoktur. Yaşları 20 ile 45 arasında değişen bu grup, hayatlarında eksik kalan her şeyin hesabını hiç tanımadıkları bu gençlerden çıkartırlar.

Barda

Yunus ve Dilek Türkiye'deki tüm rahat koşullarına geride bırakıp Kazakistan'a okul açıp oradaki çocuklara ışık olmaya giderler. Kazakistan koşulları Dilek'in tüm tahminlerinden de kötüdür ve kendini yalnız hissetmektedir. Fakat tüm bunların daha büyük bir tutku için yapıldığını Dilek'e hatırlatan Cennet'in aşk dolu hikayesi olur. 2. Dünya Savaşı'nda alev alev yanan Sovyet Rusya'sı... Naziler ve Kızıl Ordu arasındaki bu ateş, bembeyaz bir sevdayı da yakmak üzeredir. Kuzey Kafkasya Türklerinden Niyaz ve Cennet daha çiçeği burnunda evliyken savaşın sert darbesiyle ayrılmak zorunda kalırlar. Fakat birbirlerine bir söz verirler. Cennet sonuna kadar onu bekleyecektir ve Niyaz ne olursa olsun geri dönecektir.