İşi başından aşkın bir savcının son zamanlarda aklını en çok meşgul eden şey kızıdır. Annesinin ölümünün ardından kendini toparlayamayıp anoreksiyaya yakalanan Olga'yı bir rehabilitasyon merkezine yatırmıştır. Mantığa ve bilime sıkı sıkı bağlı olan savcı birkaç cinayet davasıyla ilgilenirken kızının kaldığı merkezde ölülerle iletişime geçtiğini iddia eden Anna, Olga'nın öteki dünya ile iletişim kurarak üzerindeki yükü atacağına inanmaktadır. Savcı, son çare olarak mantığının tersi yönde hareket etmeye karar verir…

Beden

The radical Polish director Małga Kubiak is regularly represented with her films at the Pornfilmfestival Berlin. In 2016 we showed “Andy Warhol to se vrati: boyz” and in 2019 followed “Federico Garcia Lorca Noir Despair”. Last year she was in the festival program with “Xreens”. In her latest film “D’Vinci”, the filmmaker again reflects on a famous artist. As expected, it did not turn out to be a typical biopic, and Kubiak dives deep into the meaning that her films and her way of working have and had for herself and for others – as always in her incomparable no-budget style. In today’s conservative Poland, her way of making films is no easy feat.