Yirmili yaşlarının sonundaki Jo, sanat yapmak için bir süreliğine uzaklaştığı şehrine geri döner. Belgica adında bir bar açıp içindeki tutukuyu buraya taşır; yegane arzusu herkesin özgürce gelip eğlenebildiği, müdavimleri olan keyifli bir mekan yaratamaktır. Evli ağabeyi Frank, ise karısının isteği ile şehre uzak bir yerde köpek yetiştirme çiftliği almıştır ve eşi hamiledir.  Ancak Frank, hayatındaki amacını kaybettiğini hissetmektedir. Tam da bu sırada çıkıp gelen Jo ve onun barı Frank'e yeniden yaşam enerjisi aşılar. İki kardeş Belgica barını büyütüp daha modern ve daha eğlenceli bir yer haline getirmeye karar verir. Belgica sadece birkaç hafta içerisinde şehrin eğlence merkezine dönüşür ve barın ünü, iki kardeşin hayalini kurdukları her şeyin kapılarını açar…

Belgica

1985. Georges is a born market vendor. As a driven salesman he sells anything, anytime, to anyone. When he hears that the Pope is coming to Belgium, he smells his chance. In addition to the grounds, where tens of thousands of believers will attend an open-air mass, Café Derby is for rent. Georges is sure to earn a small fortune. But his wife and five children are not convinced. It would be another move in too short a time. But as George puts his mind to something...